Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/14448 E. 2017/6321 K. 04.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14448
KARAR NO : 2017/6321
KARAR TARİHİ : 04.07.2017

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
I- Sanık … müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, CMK’nın 324/1, 327/2 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddeleri uyarınca ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasına “beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, CMK’nın 324/1, 327/2 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddeleri uyarınca, 1.800 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Diğer hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Sanık …’nın temyiz talebine yönelik olarak,
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan “eser sahipleri” olmayıp “toplum” olduğu ve suça konu eserlerle ilgili şikayet bulunmasının da durumu değiştirmeyeceği ve ayrıca 5237 aayılı TCK’nın 44. maddesinde “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı
gerektiren suçtan cezalandırılır” hükmüne yer verilmesi, bir fiilden kastedilenin sanığın hareket veya hareketlerinin bir sonucu elde etmeye (bir suçu işlemeye) yönelik olması, bu nedenle de fiilde birden fazla hareketin bulunabilmesi karşısında, birleştirilen 2011/345 esas sayılı dosyadaki bilirkişi raporuna göre; depoda ve araçta ele geçen kitaplardan, kopyalama yoluyla çoğaltılan 28.126 adet kitaptan 24 adedinde orjinal, 1 adedinde sahte bandrol, diğerlerinin ise bandrolsüz olduğunun ayrıca ele geçen SKB VMD seri ve birbirini takip eden toplam 923 adet bandrolün ise sahte olduğunun tespit edilmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanun’un 81/9. maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 71/1, 81/13 maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
b)Sanık hakkında 5846 sayılı Kanun’un 81/13. maddesi uyarınca yapılan hesap hatası neticesinde sonuç cezanın 1 yıl 6 ay 1 gün hapis cezası yerine 1 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası şeklinde eksik ceza tayin edilmesi,
c) Dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna göre, birleşen 2011/345 esas sayılı dosyada 1088 adet kitabın orjinal baskı olup orjinal bandrol taşıdığının bildirilmesi karşısında, orijinal bandrollü kitapların sanığa iadesi yerine yazılı şekilde müsaderesine hükmedilmesi,
d) Birleştirilen dosyalarda sanığın eylemi tek kabul edilerek zincirleme suç hükümleri uygulandığı halde her bir eylem için ayrı ayrı olmak üzere iki vekalet ücretine hükmedilmesi,
2- Sanık …’nın temyiz talebine yönelik olarak,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu ve ve suça konu eserlerle ilgili olarak şikayet bulunmasının da durumu değiştirmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle, sanık hakkında,
– Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 tarih ve 2012/119 esas, 2013/298 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2015/32896 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen,
– Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 24/12/2012 tarih ve 2012/75 esas, 2012/310 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2015/11691 sayılı esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyalar incelenip gerekmesi halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
3- O Yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık …’un temyiz talebine yönelik olarak,
Sanıklardan …’nın kendisini Mustafa Sönmez olarak tanıtarak matbaa işi yaptığını, kitapları depolamak için yer aradığını söyleyerek sanık …’a ait işyerini kiralamasından ibaret olayda, sanık …’un suçlamayla ilgisinin bulunmadığına dair aşamalarda değişiklik göstermeyen savunmaları, olayın gelişimi ve dosya kapsamı dikkate alındığında sanığın kitapların bandrolsüz olduğunu bilerek suça iştirak ettiğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yerinde olmayan gerekçe ile mahkumiyetine kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar, sanıklar müdafiileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yeniden yapılacak yargılamada CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.