Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/13670 E. 2015/6440 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13670
KARAR NO : 2015/6440
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/295516
MAHKEMESİ : Muğla 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2013/23 (E) ve 2013/324 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
1- Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/970 numaralı talimat dosyası kapsamında suça konu ürünler üzerinde yaptırdığı bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan ve mahkeme tarafından hükme esas alınan 11/12/2012 havale tarihli rapor içeriğinin, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/5130 sayılı dosyasındaki soruşturmaya konu ürünler, arama yapılan yer ve arama kararıyla ilgisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında marka hakkına “iktibas” veya “iltibas” suretiyle tecavüz edilip edilmediği hususunun yeniden yapılacak bir bilirkişi incelemesi ile belirlenmesinden sonra hüküm kurulması gerekirken eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
2- Kabule ve uygulamaya göre de;
a- Sanık hakkında alt sınırdan temel hapis cezası tayin edilmesine rağmen aynı gerekçelerle adlî para cezasının bir yıl karşılığı olan 365 gün belirlenmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
b- Doğrudan adlî para cezası tayin edilirken uygulama maddesi olarak TCK’nın 50. maddesinin gösterilmesi,
c- Kararda kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan Kanunun 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
d- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun’un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında: “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece “sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı” gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.