Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/13182 E. 2015/6166 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13182
KARAR NO : 2015/6166
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/268704
MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2013/42 (E) ve 2013/523 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece TCK’nın 61. maddesinin uygulanmasında esas alınacak hususlara esas teşkil eden “suçun işleniş şekli, olayın özellikleri ve ayrıca zararın karşılanmadığı,” şeklindeki yasal olmayan gerekçelerle, sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- Türk Patent Enstitüsünden suça konu marka tescil belgelerinin onaylı suretleri getirtilip, katılan firmadan temin edilecek orjinal ürünlerle sanıkta ele geçirilen ürünlerin karşılaştırılması suretiyle marka hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu eşyalarda kullanıldığı iddia olunan marka ve logolar ile orjinal ürünlerde yer alan marka ve logoların karşılaştırılabilmesi için örnekleri veya resimlerinin de temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosyaya eklenmesinden sonra, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Sanık müdafinin 15.05.2013 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine göre, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceği hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.