Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/12631 E. 2015/6279 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12631
KARAR NO : 2015/6279
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/236842
MAHKEMESİ : Muğla 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2012/772 (E) ve 2013/235 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Sanıktan ele geçen taklit markalı ürünlerin tamamının F. (G-S.) Ltd.Şti ‘ye ait olduğu,sanıktan T. H. marka ürün ele geçirilemediği anlaşıldığından, sanık hakkında 43/2 maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin ( 1 )numaralı bozma sebebine iştirak edilmemiştir.
Ancak;
1-5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece “sanığın müdahil firmanın zararını karşılamadığı” gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi ,
2-Suç tarihinin şikayet tarihi olan 19/07/2012 olmasına rağmen karar başlığında 20/07/2012 olarak gösterilmesi,
3-Sanık hakkında alt sınırdan temel hapis cezası tayin edilmesine rağmen, adli para cezası belirlenirken aynı gerekçelerle adli para cezasının alt hadden değil de bir yıl karşılığı olan 365 gün belirlenmesi suretiyle cezasnın takdirinde çelişkiye düşülmesi;
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.