Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/12480 E. 2015/6574 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12480
KARAR NO : 2015/6574
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/198204
MAHKEMESİ : Muğla 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2013/17 (E) ve 2013/284 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
 Ancak;
1- Mahkemece kurulan hükümde alt sınırdan uzaklaşılmasına gerek görülmediği belirtilerek hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçeyle tam gün sayısının 1 yıl karşılığı 365 gün olarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2- Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanığa uygulanan denetim süresinin TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca tayin olunan hapis cezasından az olmayacağının gözetilmemesi,
3- 5237 Sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53/1-c maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kısıtlanamayacağı gözetilmeden bu yetkilerden koşullu salıvermeye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
4- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun’un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir.” denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece “müşteki şirketin zararlarını gidermediği” gerekçesiyle sanık hakkında CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düzeltilerek onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.