Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/11388 E. 2015/7167 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11388
KARAR NO : 2015/7167
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/64483
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/450 (E) ve 2012/1335 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle, UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında, Adana 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/05/2013 tarih, 2012/455 Esas, 2013/435 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/. Esasında, Adana 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/11/2012 tarih, 2012/460 Esas, 2012/1025 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/. Esasında, Adana 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/02/2012 tarih, 2012/583 Esas, 2013/6 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/. Esasında kayıtlı olan dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında,
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- 20.02.2012 tarihli raporu tanzim eden K. Y.’ın kimlik tespiti ve yemininin yaptırılmaması,
3- Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi sırasında, uygulama maddesinin fıkrasının gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. fıkrasına aykırı davranılması,
4- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Milli Emlak Müdürlüğüne teslim edilen kitapların diğer dosyalardaki kitaplar ile birlikte imha edilerek satılması sonucu elde edilen gelirin adli emanet hesabına yatırıldığının anlaşılması karşısında, adli emanette kayıtlı kitapların zoralımına ve milli emlak müdürlüğüne teslim edilen kitapların imha edilerek satışından elde edilen gelirin Hazine’ye irat kaydı yerine davaya konu tüm kitapların zoralımına karar verilmesi,
6- Sanığın birden çok hak sahibine karşı aynı fiili işlediği ve birden fazla hak sahibinin şikayetçi olduğu gözetildiğinde, sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın cezada kazanılmış hakkının CMK’nın 326/son gereğince saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.