Yargıtay Kararı 19. Ceza Dairesi 2015/10843 E. 2016/1561 K. 10.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10843
KARAR NO : 2016/1561
KARAR TARİHİ : 10.02.2016

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2499 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra, 30.12.2012 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 30.12.2012 gün ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 139. maddesi ile 30.07.1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu tümüyle yürürlükten kaldırılıp 6362 sayılı Kanun’la suç teşkil eden eylemlerin unsurlarının ve yaptırımlarının yeniden düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca 2499 sayılı ve 6362 sayılı Kanun’ların bütün hükümleri ayrı ayrı olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle denetime olanak sağlayacak biçimde lehe olan Kanun hükmünün belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve …, 13/11/2007 gün … sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK’nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından resen değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu dikkate alınarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
b)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.