Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2016/5033 E. 2016/8023 K. 16.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5033
KARAR NO : 2016/8023
KARAR TARİHİ : 16.05.2016

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Dava dilekçesinde, babalığın tespiti ile maddi ve manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının gerçek annesi …..in davalı … ile olan evlilik dışı ilişkisinden davacı …’un doğduğunu belirterek davacının babasının davalı … olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 301/1, 303/2 maddelerine dayalı olarak, ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesinde babalık davasının, …. dava ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 303. maddesinde yer alan hükme göre ise; babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
Bu hükmün ikinci fıkrasında yer alan “Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar” hükmü, …. Mahkemesinin 27.10.2011 tarihli …. Karar sayılı kararıyla; aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından

başlayarak bir ay içinda dava açılabilir” hükmü ise, …. Mahkemesinin 15.03.2012 tarihli ve …. Karar sayılı kararıyla çocuk yönünden iptal edilmiş; ikinci fıkrayla ilgili iptal kararı 07.02.2011 tarihli 28197 sayılı; dördüncü fıkrayla ilgili iptal kararı ise, 21.07.2012 tarihli 28360 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış; her iki iptal kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin kararlaştırılması sebebiyle ikinci fıkrayla ilgili iptal hükmü 07.03.2012 tarihinde, dördüncü fıkrayla ilgili iptal hükmü ise 21.07.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir……iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir.
Somut olayda, davanın davacı …’un babasının davalı … olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu ve ergin çocuk tarafından açıldığı, ancak davanın ….. ve …. ihbar edilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın …. ihbar edildikten sonra işin esasının incelenip iddia ile ilgili taraf delillerinin toplanması, …. incelemesinin yapılması, bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan “hak düşürücü süre geçtiğinden” bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.