Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/7395 E. 2015/8243 K. 14.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7395
KARAR NO : 2015/8243
KARAR TARİHİ : 14.05.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, …. sayılı taşınmazın, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Aynı kamulaştırma kapsamı içinde kalan, dava konusu taşınmazla aynı bölgeden gelen ve aynı değerlendirme tarihi itibariyle Dairemizce incelenen (…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/274-2013/537 Dairenin 2014/834-10835 sayılı dosyası) kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin dava dosyasında, münavebe ürünleri olan buğday ve nohutun dekara verimleri sırasıyla 325 kg ve 120 kg alındığı bu verilerin Dairemizce de uygun bulunduğu dikkate alınmadan eldeki dosyada münavebe ürünlerinin dekara verimleri sırasıyla 300 kg ve 100 kg, alınmak suretiyle farklı değerin tespiti,
2-Birinci bentte sözü edilen ve aynı bölgeden gelen taşınmaz için aynı nedenlere dayalı olarak objektif artış oranının %15 olarak belirlendiği Dairemizce de bu objektif artış oranı uygun bulunduğu halde dava konusu taşınmaz için bu oranın %5 olarak uygulanması,
3-Dava konusu 158 ada 1 parselde davacı payı 897740/209491109 olduğu, buna karşılık gelen kamulaştırma bedelinin 21.381,92 TL bulunduğu halde infazda tereddüt yaratacak şekilde birinci bentte taşınmazın 897740 m² nin bedelinin 21.381,92 TL olarak gösterilmesi,
4-Dava konusu taşınmazın eski parsel numarası 103 ada 113 parsel olduğu halde hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde103 ada 106 parsel olarak yazılması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma fark bedeline faiz uygulanması gerekirken, bu konuda karar verilmemiş olduğundan da hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.