Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/4298 E. 2015/15668 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4298
KARAR NO : 2015/15668
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2014
NUMARASI : 2008/427-2014/629

Dava dilekçesinde, ….. Mahallesi 2709 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin ve ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekilleri, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davacılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davacılar vekili Av.N.H ile davalı K.. M.. vekili Avukat İ.K. A ile davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili Av.D.T.geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanan Kamulaştırma Yasasının değer tespitine ilişkin hükümlerine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde dava (değerlendirme) tarihinden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak bedelinin tespiti gerekir. Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için, emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde olması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cephe ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması aranır. Ayrıca 2942 sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir.
Bu itibarla dava konusu taşınmazın ve emsalin emlak vergisine göre esas tutulan asgari m² değerinin oranı ile bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir. Dosyadaki kayıtlara göre 2006 yılında dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değeri 900 TL, emsal alınan 169 parselin değeri ise 225 TL’dir.

Bu durumda dava konusu taşınmaz vergi değerleri bakımından emsal taşınmazın değerinden daha fazla olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda vergi değerlerine ters düşecek şekilde emsal taşınmazdan daha değersiz olduğunun kabulü, emsalin dava konusu taşınmaza uygun bir emsal olmadığı izlenimini uyandırmakta olup, İzmir gibi büyük şehirlerde yukarıda belirtilen özellikler itibarıyla dava konusu taşınmaza daha yakın konumda ve uygun emsaller bulunabileceği halde dava konusu taşınmaz ile benzer özellikler taşımayan yanıltıcı olma olasılığı yüksek bu taşınmazı somut emsal olarak değerlendiren bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, emsal kira sözleşmesi olarak incelenen sözleşme, dava konusu taşınmazın inşai faaliyetlerde kullanılan iş makineleri ile malzemenin konulması şeklinde kullanılmasına ilişkin sözleşme olduğu, tarihinin 01.09.1995 olduğu, eski tarihli olması ve dava tarihinin de 2006 yılı olması dikkate alındığında aradaki fark nedeniyle emsal olacak nitelikte olmadığı ve gerçekçi olmayan yanıltıcı sonuçlara götüreceği kuşkusuzdur.
Bu nedenle davacı tarafa yakın tarihli ve inşai faaliyetlerde kullanılan iş makinesi ile malzeme depo yeri olarak kiralanan arsalara ait emsal kira sözleşmeleri bildirmeleri için imkan tanınması uygun emsal kira sözleşmeleri de ibraz edildikten sonra, davalılar tarafından işgal edilen yıllar için ecrimisil hesabı yapılması amacıyla bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
3-Ayrıca 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı kanunla değiştirilen geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, Esas 2013/95 ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra elatılan taşınmazlar için kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden, mahkemece nisbi harç yerine maktu harca ve davacı taraf lehine nisbi vekalet ücreti takdiri yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de bozma sebebi yapılması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı ve davalılar yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara, davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.