Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/3912 E. 2015/17161 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3912
KARAR NO : 2015/17161
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2011
NUMARASI : 2008/114-2011/1409

Davacı vekili dava dilekçesinde, kayyım atanmasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, Anadolu Hisarı 37 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, taşınmazın hissedarlarından Süreyya Kızı Mihrinev’in kimlik bilgilerine ve adresine ulaşılamadığını, muhtemelen ölmüş olduğunu ve mirasçılarının da tespit edilemediğini, mahkemece kayyım atanması için yetki verildiğini, İstanbul Deftardarının kayyım atanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca açılan kayyım atanması istemine ilişkindir. Anılan Kanunun amacı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere; mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” biçiminde açıklanmıştır. Aynı Kanunun 2. maddesinde ise “22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü öngörülmüştür.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, hissesinin maliki olduğu, tapu kaydında soyadının bulunmadığı, mahkemece yapılan 08.05.2008 tarihli duruşmasına tapu maliki Mihrinev’in torunu olduklarını beyan

eden ın katıldıkları, mirasçılık belgelerini dosyaya sundukları, mirasçılık belgelerine göre mirasçısı oldukları, dava dosyası içerisinde bulunan Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2010 tarihli 2008/289 esas ve 2010/92 karar sayılı dava dosyasında taşınmazın 9/540 hissesinin maliki Süreyya Kızı Mihrinev ile Mihrinev Atay’ın aynı kişi olduğunun tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.12.2010 tarih, 2010/8969 esas ve 2010/13359 sayılı kararı ile onandığı, karar düzeltme talebinin ise Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.03.2011 tarih, 2011/1728 esas ve 2011/3277 sayılı kararı ile reddedilerek mahkeme kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmaz hissedarı in mirasçılarının sağ ve kimlik bilgileri ile adreslerinin dosya içerindeki mirasçılık belgeleri,nüfus kayıtları ve tapu kaydında düzeltim ve tespit dava dosyasıyla sabit olunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmaz malikinin tanınmadığı, bilinmediği ve ikametgahının bulunmadığı gerekçesiyle kayyım tayinine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.