Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/3660 E. 2015/4442 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3660
KARAR NO : 2015/4442
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, …… Köyü 1288 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dairemizin bozma kararında bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği, genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle taşınmazın değerinin belirlenmesi istenilerek karar bozulmuş ise de, mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda bozma doğrultusunda işlem yapılmışsa da bozma öncesi münavebeye alınan ürünlere göre (buğday yanında diğer ürünler) bedel tespit edilmesi gerekirken, buğday münavebeye alınmadığı gibi önceki münavebede bulunmayan patlıcanın da değerlendirmeye alınması suretiyle bedel belirlenmesi,
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Yasa koyucunun da bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenlemenin getirildiği dikkate alınarak (her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de), 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş
kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla Kamulaştırma Kanununun 27 maddesi gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedelin mahsup edilerek fark bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken, faize hükmedilmemesi,
3-Kabule göre de; mahkemenin ilk kararı davacı idare vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiş, diğer davalılar tarafından temyiz edilmemiştir. Bu durumda mahkemenin ilk kararını temyiz etmeyen davalılar yönünden hükmedilecek kamulaştırma bedeli ile ilgili davacının kazanılmış hakkı bulunduğu dikkate alınarak temyiz etmeyen davalılar yönünden belirlenecek bedelin mahkemenin ilk kararda belirlenen bedelden yüksek olamayacağı gözetilmeden yüksek kamulaştırma bedelinin temyiz etmeyen davalılar yönünden de kamulaştırma bedeli olarak tespit edilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.