Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/3293 E. 2015/17305 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3293
KARAR NO : 2015/17305
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2014
NUMARASI : 2013/741-2014/720

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın 13.12.2013 olan değerlendirme tarihi itibarıyla belediyece düzenlenen imar planı içinde olup olmadığı (kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde veya nazım planı içinde), bu imar planının hangi tarihte onaylandığı, kısmen imar planı içinde ise ne kadarlık bölümünün bu plan dahilinde olduğu, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup olmadığı, belediye ve diğer alt yapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi hangilerinden yararlandığı, hangilerinden yararlanmadığı tek tek ayrıntılı olarak açıklanarak) yararlanma durumu, etrafının meskun olup olmadığı, belediye nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezine uzaklığı, beldenin gelişme yönünde olup olmadığı, kullanım biçimi itibarıyla iskan amacına yönelik yapılaşma olanakları vs. gibi hususların (krokiye bağlanarak açıkça gösterilmek suretiyle) ilgili belediye başkanlığından getirtilip denetlenmeden keşif sırasında tarla olarak kullanılması nedeniyle tarım arazisi olarak kabul eden birikişi raporunun hükme esas alınmış olması,

Kabule göre de;
2-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmaz “komşu parsellerde bulunan derin kuyulardan sulandığı nedeniyle sulu tarım arazisi ” olarak değerlendirilmiş ise de; sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden bilirkişi raporunda belirtilen sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın taşınmaz üzerinde bulunan derin kuyudan mı sağlandığı, başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompalama veya damla sulama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden bölgenin yaygın olarak derin kuyulardan sulama imkanı olması nedeniyle taşınmazı sulu veya sulanabilir tarım arazi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
3-Bilirkişi kurulunca münavebeye alınan ürünlerin 2013 yılı itibarıyla sulu şartlarda dekar başına asgari ve azami verimini, kilogram başına toptan satış fiyatını ve dekar başına ayrıntılı üretim giderini gösterir veri cetvelinin (gider kalemlerini tek tek açıklar biçimde) gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden getirtilip raporun denetlenmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karşılaştırıldı SA.