Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/3009 E. 2015/16165 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3009
KARAR NO : 2015/16165
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/3009
KARAR NO :
Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/10/2014
NUMARASI : 2014/212-2014/645
DAVACI :
DAVALILAR :

Dava dilekçesinde, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydında kızı görünen davalı P.. B..’nun esasen davacı ve eşinin kızı olmayıp davacının kardeşi olan ve eşi Şerife’nin kızı olduğunu, çocuğun doğduğunda davacının çocuğu olmadığı için gerçeğe aykırı şekilde kendi evliliklerinden doğmuş gibi nüfusa tescil edildiğini bildirerek, P.. B..’nun, davacı ve eşi Mahdume üzerindeki mevcut kaydının iptali ile gerçek babası Davut ve annesi de Şerife olarak tescili ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece dava da görevsizlik kararı verilmiştir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinde; “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, ileri sürülen maddi olguların nitelendirilmesi hakime aittir. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde davacının nüfus kaydında kızı görünen davalı P.. B..’nun esasen davacı ve eşinin kızı olmayıp davacının kardeşi olan ve eşi Şerife’nin kızı olduğunu, çocuğun doğduğunda davacının çocuğu olmadığı için gerçeğe aykırı şekilde kendi evliliklerinden doğmuş gibi nüfusa tescil edildiğini bildirerek, P.. B..’nun, davacı ve eşi Mahdume üzerindeki mevcut kaydının iptali ile
./..
2015/3009-16165 -2-

gerçek babası Davut ve annesi de Şerife olarak tescili ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir. P.. B..’nun doğum tarihinde hem kayden anne ve babası görünen Ahmet ile Mahdume, hem de genetik anne ve babası olan Cengiz ile Şerife arasında evlilik ilişkisi bulunmaktadır. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı talebi vardır. İlki davacının kızı görünen P.. B..’nun mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba olan Cengiz ile Şerife’nin nüfus hanesine kayıt istemidir.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Hal böyle olunca yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, mahkemece nüfus kaydının düzeltilmesi davasında yargılamaya devamla işin esasının incelenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yerinde olmayan gerekçe ile davada görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE

Karşılaştırıldı NE.