Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/2251 E. 2015/4669 K. 30.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2251
KARAR NO : 2015/4669
KARAR TARİHİ : 30.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Asıl davada, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalılardan tahsili, birleştirilen davada ise Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı-birleşen dava davalı vekili ve davalı … vekili ile … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; emsal alınarak incelenen taşınmazın dava tarihindeki m² birim fiyatı bulunurken asıl dava olan 2007/246 Esas sayılı dosyasının dava tarihi (değerlendirme tarihi) 2007 yılı Haziran ayı endeksi 10.095.11 yerine 2007 yılı Mart ayı endeksi 9.986.64’ün alınması, yine birleşen 2008/108 Esas sayılı davanın dava tarihi (değerlendirme tarihi) 2008 yılı Şubat ayı endeksi 10.656,37 yerine 2007 yılı Mart ayı endeksi 9.986.64’ün alınması suretiyle emsal taşınmazın dava tarihindeki değerinin yanlış belirlenmiş olması,
2-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 15.07.2008 ve 02.03.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporlarında dava konusu taşınmazın 96.02 metrekarelik kısmına davalı … tarafından el atıldığı belirtilmiş olup, 07.05.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise, dava konusu taşınmazın 96.20 metrekarelik kısmına davalı … tarafından el atıldığı bildirilmiştir. Yine 08.05.2012 ve 18.03.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporlarında dava konusu taşınmazın 129.02 metrekarelik kısmına davalı … tarafından el atıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Buna göre yukarıda belirtilen raporlar arasındaki çelişki giderilerek dava konusu taşınmaza davalı … tarafından fiilen el atılan kısım kesin olarak belirlendikten sonra, el atılan bölüm yönünden kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile el atılan kısımların idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebine yönelik birleşen 2008/108 Esas sayılı dava yönünden; Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.