Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/20078 E. 2015/18421 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20078
KARAR NO : 2015/18421
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Gemlik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2014
NUMARASI : 2014/119-2014/674

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu belirlendikten sonra çevresinde ve komşu parsellerde çiftçilerin kendi imkanlarıyla yaptıkları havuzlardan cazibeyle sulandığı belirtilmiş ise de; yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir havuzda yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bunun varlığı hususunda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeden, düzenlenen bilirkişi kurulu raporunun esas alınması doğru değildir. Mahkemece; bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen hususlarda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Bozma kararı öncesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlardan 1715 parsel sayılı taşınmazda eski irtifak nedeniyle değer kaybı hesap edilmediği ve bozma ilamında bu yönde herhangi bir bozma sebebinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, bozma gerekleri yerine getirilmeli ve bu bağlamda bozma kapsamı dışına çıkılmamalıdır.

Buna göre, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 1715 parselin eski irtifak nedeniyle değer kaybı düşülmeksizin belirlenen m² fiyatının davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek bedel tespiti yapılması gerekirken değer kaybı hesaplayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik bedele hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti içinaçılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar, tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.