Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/17285 E. 2015/14789 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17285
KARAR NO : 2015/14789
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2001/333-2014/116

Dava dilekçesinde, parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin artırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin tespiti gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası’nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.

2942 sayılı Yasa’nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2001 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Hükme esas alınan 12/11/2013 tarihli 3.bilirkişi raporu ile 1 ve 2. bilirkişi raporlarında Alibeyli Mahallesi 56 ada 74 parsel sayılı taşınmaz somut emsal olarak incelemeye alınmıştır. Dosyaya sunulan 2 ve 3. raporlarda emsalin tamamının 13/06/1995 tarihinde 200,00 TL bedelli satışının esas alındığı belirtilmiş ise de, geri çevirme kararı sonrası dosyaya getirtilen tapu müdürlüğü yazısı ve tapu kayıtlarında emsal taşınmazın bilirkişi raporlarında belirtilen 1995 yılında böyle bir satışının olmadığı anlaşıldığından, gerçekte var olmayan bir satışı emsal olarak inceleyen bilirkişi raporları geçerli değildir. Öte yandan 1. bilirkişi raporunda aynı emsalin 19/12/1996 tarihli satışı emsal alınarak değerlendirme yapılmış ise de 56 ada 74 parsel sayılı taşınmaz 109,75 m² olarak Osmaniye Belediye Başkanlığı adına ihdas edilmiş olup, daha sonra 19/12/1996 tarihinde bitişik parsel malikine satılarak 20/01/1997 tarihinde de tevhid işlemi gerçekleştirildiğinden satışın özel amaçlı satış olduğu ve emsal alınamayacağı anlaşılmaktadır.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde emsal seçimi ve incelemesi yapılarak her üç bilirkişi kurulundan ek raporlar alınması, alınan raporlardan düşük değer içeren raporu davacının ya da yüksek değer içeren raporu davalının kabul etmesi halinde buna göre, aksi halde üç rapordan ortalama değeri ifade eden uzlaştırıcı rapor esas alınarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
2-Bedel artırım davasında hükmedilen bedel üzerinden nispi vekalet ücreti ve harç alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karşılaştırıldı SA.