Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/17251 E. 2015/16138 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17251
KARAR NO : 2015/16138
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2014
NUMARASI : 2010/263-2014/597

Dava dilekçesinde, Elazığ İli … İlçesi .. Mahallesi 1399 ve 3570 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taratan tahili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında göz önünde tutulması gerekir. Somut emsal olarak alınan … Mahallesi 7054 parsel sayılı taşınmaz ile 1399 parsel sayılı dava konusu taşınmazın 2010 yılı emlak vergi değerleri karşılaştırıldığında emsal alınan taşınmaz dava konusu taşınmaza göre daha değerli olduğu halde bilirkişi raporuna göre ters orantı oluşacak şekilde dava konusu taşınmazın emsale göre daha değerli olduğunun kabul edilmesi karşısında dava konusu taşınmazın emsal taşınmazla en fazla eşdeğer olabileceğinin düşünülmemesi,
2-Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/263 E. sayılı dosyasında 3570 parsel sayılı taşınmaz için R.. C.. tarafından 10.500 TL, Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/264 E. sayılı dosyasında ise 1399 parsel sayılı taşınmaz için R.. C.. ve Hıdır tarafından 10.500 TL kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talep edilmiş, Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/264-2013/44 E. K. sayılı kararı ile dosyanın Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/263 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 166. maddesi (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 45. ve sonraki maddeleri) çerçevesinde birleştirildiği durumlarda; ortada, birleştirilen dava sayısı kadar, birbirinden bağımsız davalar bulunur.

Dolayısıyla, tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı yargılama yapılması ve sonuçta, birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken asıl dava hakkında hüküm kurulmamış olması, dosya içeriğinden asıl davanının kamulaştırmasız el atma olmadığı sebebiyle reddedildiğinin anlaşıldığı ve birleşen dava hakkında kısmen kabul kararı verildiği halde davalı lehine asıl ve birleşen dava için vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,
3-Dava konusu taşınmazlardan 1399 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliklerinden Halil ’ın veraset ilamının getirtilip davacı Hıdır ‘ ın malikle irtibatının ve paylarının denetlenmemiş olması,
4-Mahkemece birleşen dava davacısı Hıdır ’ın karar başlığında davacı olarak gösterilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yeniden uygun emsal tespit edilerek bu emsalin değerlendirmeye esas alınan satışını gösteren tapu kaydı ile satışa esas alıcı, satıcı ve satış bedelini gösterir resmi satış akit tablosunun tapu müdürlüğünden, emsalin ve dava konusu taşınmazın 2012 yılında bağlı bulundukları cadde veya sokak için belediyelerce emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen asgari m² fiyatlarının, ayrıca dava konusu taşınmazın dava tarihi ve emsalin satış tarihi itibarıyla imar uygulaması sonucu meydana gelmiş imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüşse ne oranda düşüldüğünün ilgili belediye başkanlıklarından ve tapu müdürlüğünden sorularak Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin (g) ve (d) bendindeki esaslara uygun değerlendirme yapılmak üzere ayrıntılı bilirkişi raporu alınmalı ve oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.