Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/16644 E. 2015/15928 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16644
KARAR NO : 2015/15928
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2015
NUMARASI : 2014/577-2015/187

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak …… Mahallesi 1307 ada 60 parsel sayılı taşınmazın bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Bozma ilamında, dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde somut emsal olarak incelenen …. Mahallesi 1308 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 20.05.2004 tarihli akit tablosuna göre satış bedeli 25000 TL olmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu bedelin 56000 TL alınarak emsal değerinin yüksek belirlenmek suretiyle fazla bedel tespitinin doğru olmadığı belirtildiği ve bozma ilamına uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporunda emsalin değerlendirme tarihindeki bedelinin düşük çıkması üzerine, bozma öncesi dava konusu taşınmaz emsal taşınmazla eşdeğer kabul edildiği halde, bu kez dava konusu taşınmaz emsalden 1,70 oranında değerlidir denilerek bilirkişi raporları arasında çelişki meydana geldiğinden bilirkişinin aynı emsal hakkındaki bu çelişkili değerlendirmesinin emsalin değer tespitinde uygun olmadığı izlenimini uyandırmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce

satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
Emsal kayıtlar, değerlendirmeye esas alınan satışa ilişkin alıcı, satıcı ve satış bedelini gösteren tapu kaydı ve resmi satış akit tablosunun onaylı örneği tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası’nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasa’nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2012 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Bu suretle dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçede emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığının düşünülemeyeceği ve değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kullanılan emsalin yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği de gözetilerek mahkemece, taraflara yeni emsal bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal getirtilmesi, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek uygun emsal satışlar esas alınmak suretiyle değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kabule göre de; ıslah edilen miktara göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği dikkate alındığında yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kısmen kabul doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken davanın kabulüne denilerek yazılı şekilde yargılama giderlerinin tamamından davalı idarenin sorumlu tutulup reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak;
3-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, Esas 2013/95 ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra elatılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiği dikkate alınarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.