Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/148 E. 2015/15969 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/148
KARAR NO : 2015/15969
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2014
NUMARASI : 2006/317-2014/563

Dava dilekçesinde, 02.01.2005 tarihli Akçabük 2. Kısım A bölümü kat malikleri kurulu kararlarının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Fahrettin Sarpaş vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Yargılama sırasında 24.02.2014 tarihli fer’i müdahale dilekçesi ile dava konusu taşınmazda devremülk sahibi olduğunu belirten Fahrettin Sarpaş vekili aracılığıyla davacı lehine katılma yoluyla dosyaya temyiz dilekçesi sunduğu anlaşılmış olup adı geçen hakkında usulüne uygun olarak verilmiş bir fer’i müdahale kararı bulunmadığından bu temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-Davacılar E.. A.. ve M.. S.. vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, davalı Akçabük A.Ş nin yönetici olarak seçimine ilişkin 02.01.2005 tarihli Akçabük 2. Kısım A bölümü kat malikleri kurulu toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istenmiş, mahkemece davacıların dava açma ehliyetine sahip olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 33. maddesinde kat malikleri kurul kararları aleyhine iptal istemi ile ancak kat maliklerinin dava açabilecekleri düzenlenmiştir. Yine aynı Yasanın 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 31.maddesinin beşinci fıkrasına göre, kat maliklerinden biri, oyunu yetkili vekil eliyle kullanabileceği hususu düzenlenmiş olup, vekil ile temsile ilişkin özel bir şekil şartı aranmamıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dosyada mevcut tapu senedine göre davacı E.. A..’nın 2611 nolu parsel de 17.Blok 4 nolu bağımsız bölümde devre mülk sahibi olduğu, yine dosyada mevcut devre mülk sözleşmesinde davacılardan M.. S..’in 2611 nolu parsel 18 Blok 305 nolu bağımsız bölümde devre mülk sahibi olduğu anlaşılmış olup 10.12.2004 tarihli toplantı çağrı belgesinde 02.01.2015 tarihli kat malikleri kurul toplantısında genel kurula katılacak bağımsız bölüm temsilcilerinin belirtildiği temsilci tayın belgesinin 01.01.2005 tarihinde ibraz edilmesi gerektiği belirtilmiş olup, 01.01.2005 tarihli temsilci tesbit

tutanağında sunulan birtakım temsilci belgeleri geçerli olmadığından, temsilci olarak belirtilenlerin temsilci olarak toplantıya kabul edilemeyeceğinin kararlaştırıldığı, toplantı tarihinde ise temsilcilikleri kabul edilmeyenler ve bu temsilcileri tayin eden kat maliklerinin toplantıya alınmadığı aynı gerekçe ile davacılarında toplantıya alınmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu anataşınmaza ait yönetim planının 18. maddesinde de, anagayrımenkulün yönetiminde en yüksek karar organı kat malikleri kurulu olduğu, her bağımsız bölüm malikinin bu kurulun tabii üyesi olduğu, kat maliklerinin toplantılarda bizzat bulunabilecekleri gibi yerine bir temsilci de bulundurabilecekleri, temsilcinin kurula hitaben yazılı bir belge ile tayin edileceği belirtilmiş olup, buna göre temsilcinin tayininde özel bir şekil şartı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; dava konusu taşınmazda davacıların devre mülk sahibi oldukları anlaşıldığından, dava açma hakkı bulunduğunun kabulü ile mahkemece işin esası hakkında tüm deliller toplanıp, davacıların iptali istenen toplantıya kendilerini temsilen usulüne uygun verilmiş vekaletnameleri bulunup bulunmadığı konusu araştırılarak, gerektiğinde konu ile ilgili uzman bilirkişiden rapor aldırılarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, davacıların dava açma ehliyetine sahip olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.