YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12014
KARAR NO : 2016/8736
KARAR TARİHİ : 31.05.2016
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Vek.Av….
DAVALILAR : 1-…
2-…
KÜÇÜK : ….
Dava dilekçesinde, evlat edinmede anne ve baba rızasının aranmamasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.05.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece; “davadan önce, küçük hakkında koruma kararı verilip kuruma yerleştirildiği, bu durumda evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının, ileride açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği” gerekçesiyle istek reddedilmiştir.
Küçük hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereğince, bakım tedbiri alındığı, bu tedbirin uygulanması kapsamında küçüğün 24.09.2014 tarihinde yuvaya konulduğu anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 312 nci maddesi gereğince; “küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinen veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi
..
rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” Bu hükme göre; evlat edinmede aracılık yapan kurumun veya evlat edinenin istemi üzerine, evlat edinmede ana ve/veya babanın rızasının aranmamasına karar verilebilmesi için, iki koşulun birlikte var olması gereklidir. Birincisi; küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilmiş olmalıdır. İkincisi ise; ana ve babadan birinin rızasında eksiklik bulunmalıdır. Şu halde, küçüğün bakımından sorumlu olan kimselerin herhangi bir sebeple görevini yerine getirmemesi halinde çocuğun, resmi veya özel bakım yurduna alınmış olması, “gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirme” niteliğinde olmadığından, aracı kurumun, rızanın aranmaması kararı istemesine engel değildir. Başka bir ifade ile; Türk Medeni Kanunu’nun 312’nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan “küçüğün yerleştirilmesinden önce” ifadesiyle kast edilen, koruma tedbirinin uygulanması kapsamında çocuğun yuvaya alınmış olması değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirmedir. Kanun koyucu, bu düzenleme ile, aracı kuruma; “eğer küçüğü gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir yerleştirme işlemine tabi tutacaksan, rızanın aranmaması kararını, yerleştirme işleminden önce al” demektedir. Düzeleme ile güdülen amaç, küçük evlat edinilmek amacıyla yerleştirildikten sonra, bu amaçla yanına yerleştirildiği aile, yerleştirmeden sonra, ana veya babadan birinin rızasında eksiklik halinde bununla ilgili karar almakla uğraşmasın, daha işin başında rızaya ilişkin engelin kalmadığını bilerek küçüğü evlat edinmek amacıyla yanlarına alsınlar ki, Tüzüğe göre bir yıl süreli “geçici bakım sözleşmesi” (Tüzük m. 11) döneminde küçükle, aralarında evlat edinme amacına uygun analık babalık duygularını geliştirmeleri için elverişli ortamı sağlamaktır. Küçük, aracı kurum tarafından “Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük” (R.G. 15.3.2009 gün ve 27170 sayı) hükümleri çerçevesinde gelecekte evlat edinme amacıyla henüz bir yerleştirme işlemine tabi tutulmadığına göre, aracı kurum, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararı isteyebilir. Başka bir ifade ile davacı kurum, başvuru zamanını geçirmiş değildir. Bu bakımdan işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyorum.31.05.2016