Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2015/10543 E. 2015/15634 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10543
KARAR NO : 2015/15634
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2011/568-2013/376

Dava dilekçesinde, …… .. Mahallesi 620 ada 138 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın hukuken el atılan kısımlar yönünden yargı yolu yokluğundan usulden reddine, fiilen el atılan kısımlar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı Kayseri B.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak alınan …. mahallesi 4860 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, nitelik, yüzölçümü ve değeri itibariyle dava konusu taşınmazla benzer özelliklere sahip değildir.
Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin (g) bendine göre arsalarda dava konusu taşınmazla karşılaştırılacak taşınmazların emsal niteliğinde olması gerekir. Örneğin, benzer yüzölçümlerde, bitişik ya da yakın adalarda bulunmak, aynı imar iznine ve fiyatlarda en azından yaklaşık değerde olmak gibi nitelikler “emsal”in seçilmesine esas alınması gereken unsurlardandır. Eldeki dosyada bilirkişi kurulu raporunda dava konusu Sümer Mahallesi 620 ada 138 parsel sayılı taşınmazın merkeze ve ticari alanlara, ana cadde ve bulvara yakın olduğundan ulaşım kolaylığı nedeniyle emsal taşınmazdan 6,2 kat daha değerli olduğu kabul edilmiştir.Aradaki bu kadar fahiş bir fark olan durumlarda emsalin uygunluğundan bahsedilemez, değerlendirmenin gerçekçi olmadığı sonucunu doğurur. Zira böyle bir emsalle yapılacak karşılaştırmadan sağlıklı ve gerçekçi bir sonuca ulaşılması her zaman olası değildir. Bu nedenle, re’sen araştırma yapılarak dava konusu taşınmaza emsal olabilecek taşınmazlar bulunup bunların seçilen satışlarına ait tapu kayıtları dosyaya getirtilip bunlara göre değerlendirme yapılması gerekirken, yanıltıcı olma unsuru yüksek olan dava konusu taşınmaza göre az değerli ve farklı konumdaki bir taşınmazın emsal alınması,

Kabule göre de;
2-Mahkemece dava konusu 167 ve 168 parsel sayılı taşınmazların sınırları içinde kalan A, B, C, D, E1 ile gösterilen kısımların tapuya tescili ile bedeline hükmedildiği halde 170 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmiş olması,
3-Dosyaya getirtilen ilgili belediye başkanlıkları ve tapu müdürlüğü yazı cevap yazılarında bilirkişi kurulunca somut emsal kabul edilen Sümer mahallesi 4860 ada 13 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu taşınmazın her ikisinin de imar parseli olduğu anlaşıldığından taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payı düşülmemesi gerekirken yanlış değerlendirmeyle düzenleme ortaklık payı düşülerek eksik bedele hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden bu husus bozma nedeni yapılmıştır.
Mahkemece, taraflardan istenecek ve re’sen yapılacak araştırma sonucu bulunacak emsallere ait (emsallerin satış tarihi, satış bedeli ve satışın taraflarını gösteren) tapu kayıtları dosyaya getirtildikten sonra, bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan hususlar da dikkate alınmak suretiyle yeniden değerlendirme yapan ek rapor alınarak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.