YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9876
KARAR NO : 2014/17613
KARAR TARİHİ : 04.12.2014
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım adayı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazda pay sahibi olan “…’nun tanınmadığı gibi ölü ya da sağ ve mirasçılarının olup olmadığına dair herhangi bir bilgi belgenin bulunmadığını belirterek, açılan ortaklığın giderilmesi davasında hissedar olan “…’nu” temsil etmek üzere kayyım atanmasını istemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 1. maddesinde amaç, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı, Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak tayin edeceği hükme bağlanmıştır.Somut olayda; … ada 1 parseldeki taşınmazın 28/29088 payının Salim: oğlu adına 22/11/2002 tarihinde imar sonucu tapuya tescil edildiği anlaşılmış; 28/02/2012 tarihli dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan zabıta araştırmasında köy muhtarının bilgisine başvurulmuş olup, …: oğlu adlı şahsı tanımadığı bildirilmiştir.
Mahkemece; konuya ilişkin kanun hükümleri ve kanunun amacı gözetilerek ve sadece zabıta araştırması ile yetinilmeden, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavülleri ve dayanak belgelerinin tapu müdürlüğünden, vergi kaydıyla ilgili bilgi ve belgelerin belediye başkanlığı ile vergi dairesinden getirtilip kayıt ve belgelerde kimlik bilgilerinin bulunması halinde nüfus müdürlüğünden ilgililerin nüfus aile kayıtları istenip tapu kaydı malikleriyle irtibatının araştırılması, varsa mirasçılara ilişkin veraset belgelerinin getirtilerek taşınmazla ilgisi tespit edildikten sonra toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı … vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30.maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.