YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9827
KARAR NO : 2014/12847
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/21-2014/131
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün ağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik hükümlerine dayalı olarak kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiş, mahkemece maliklerden biri hakkında davanın kabulüne, diğerleri hakkında ise sonradan malik olmaları sebebiyle, davacı idarenin ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 7. ve 8. maddelerinde öngörülen şartları yerine getirmediği, dolayısıyla uzlaşma teklif usulüne uyulmadan dava açıldığı gerekçesiyle haklarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 14.maddesinin beşinci fıkrasında, idare tarafından bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istemiyle H.. K.. aleyhine dava açıldığı, ancak dava sırasında kamulaştırma sebebiyle dava konusu taşınmazın kamulaştırılacak kısmının ifraz edilerek 9252 ada 15 parsel numarasını aldığı ve H.. K.. yanında E.. Y.. ile O.. Y..’ın söz konusu taşınmaza hisselendirildiği, davacı idare tarafından adı geçen yeni maliklerin de usulüne uygun olarak davaya dahil edildiği, gerekli tebligatların yapıldığı ve duruşmaya katıldıkları anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece adı geçen malikler E.. Y.. ve O.. Y.. yönünden de işin esasına girilerek tüm deliller toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle haklarında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Dava konusu taşınmaz ile emsal olarak incelenen taşınmazın bulundukları cadde veya sokak itibariyle belediyece belirlenen 2013 yılı emlak vergisine esas m² değerlerinin belediye başkanlığından,
b)Dava konusu taşınmazın 10.01.2013 olan değerlendirme tarihi, emsal olarak incelenen taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan 25.09.2007 olan satış tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye imar ve tapu müdürlüklerinden,
c)Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 10.01.2013 tarihi itibariyle kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde bulunup bulunmadığı, değerlendirme tarihi olan 03.02.2014 tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde bulunup bulunmadığı, bu tarih itibariyle kesinleşmiş imar planı içinde olmadığının anlaşılması halinde, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olup olmadığı, belediye ve altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd. gibi) yararlanıp yararlanmadığı, özellikle etrafının meskûn olup olmadığı, taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezlerine uzaklığı, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, kullanma biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları vs. hususlarının belediye başkanlığından sorularak alınacak yazı cevapları getirtilip incelenmeden ve bilirkişi raporu denetlenmeden eksik araştırmayla hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.