Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/9711 E. 2014/11922 K. 03.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9711
KARAR NO : 2014/11922
KARAR TARİHİ : 03.07.2014

MAHKEMESİ : Tavas Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2013
NUMARASI : 2009/69-2013/34

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, özel bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede, münavebeye alınacak ürünler için o yer gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünün il/ilçe dekar başına asgari azami verimi , üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin verilerinin esas alınması gerekir. Geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen Tavas Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nün 06.01.2014 tarihli yazısında fasulyenin ekonomik olarak yetiştiriciliği yapılmadığından fasulye maliyet cetvelinin hazırlanamadığı bildirilmiş olup, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede fasulyenin ekonomik olarak yetiştiriciliği yapılmadığı, münavebeye alınacak mutat ürünlerden olmadığı dikkate alınarak her iki taşınmazın tamamı için sulu şartlarda münavebeye alınacak mutat münavebe ürünleri gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden sorularak bunlara ait asgari ve azami verimi, toptan satış fiyatı ve ayrıntılı üretim giderine ilişkin cetvel getirtilerek bu verilere uygun değerlendirme yapan rapora göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-11.10.2011 gün ve 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 6200 sayılı D.. M..’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a eklenen geçici 9. maddenin 3. paragrafında ise “DSİ’nin mülkiyetinde iken 5018 sayılı Kanunun geçici 12. maddesi gereğince Hazine’ye devredilen ve DSİ faaliyetleri için Hazine adına kamulaştırılan taşınmazlardan bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla satışı yapılmamış, başka kurum ve kuruluşlara tahsis edilmemiş ve devredilmemiş olanların mülkiyetinin, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde DSİ adına re’sen tescil edileceği tescil işlemi nedeniyle hiç bir bedel ve harç alınmayacağı” hükmünü içerdiğinden, kamulaştırılan taşınmazın davacı D.. M.. adına tesciline karar verilmemesi,
3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 29. maddesi gereğince harcın davacı idareye yükletilmesi gerekirken davalıdan tahsiline karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanun’un 6.maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de, 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.