Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/9439 E. 2014/13089 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9439
KARAR NO : 2014/13089
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili, birleşen dava dilekçesinde ise ecrimisil istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
A-Birleşen ecrimisil davasında davalı vekilinin temyizi yönünden;
Her bir davacı paydaş lehine kabul edilen temyize konu miktarlar karar tarihi itibariyle 1.820 TL.yi geçmemektedir.
6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK nun 5219 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 1.820 TL.yi geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B-Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tazmini istemine ilişkin asıl davada, davalı vekilinin temyizi yönünden ise;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal incelemesi ve dava konusu taşınmazla karşılaştırma yapılmaksızın genel nitelikteki değerlendirmelerle yetinilmiş olmakla bu rapora itibar edilemez.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin birinci fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tespiti ve bedelin tespitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen belirlenecek emsal kayıtlar tpu mdürlüğünden getirtildikten ve bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptandıktan sonra yukarıda açıklanan esaslara uygun incelemeyi ve sonucunu içeren ek bilirkişi raporları alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, kamulaştırılan taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası’nın 18. maddesinin ikinci fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 Sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması ve buna göre dava konusu taşınmaz ile emsallerin 2012 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip karşılaştırılarak değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Mahkemece tüm bu hususlara riayet edilmeksizin düzenlenen rapor doğrultusunda hüküm kurulması,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine göre (HUMK’nun 74.md.); Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, bu taleplerden fazlasına ya da başka bir şeye karar veremez.
Davacılar vekili dava ve ıslah dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak 186.000,00 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsilini istemiştir. Mahkemece, taleple bağlı kalınarak karar vermek gerekirken, talebin aşılması suretiyle, davalı aleyhine 186.200,00 TL tazminata hükmedilmiş olması,
3-Davalı idare aleyhine kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak tazminata hükmedilmiş olduğu halde, taşınmazın davacılar murisine ait olan hissesinin tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescili yönünde hüküm kurulmamış olması,
4-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…. bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında, Harçlar Tarifesi uyarınca maktu harca hükmedilmesi ve davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.