Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/933 E. 2014/2616 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/933
KARAR NO : 2014/2616
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2011/576-2012/869

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu taşınmaz ile aynı kamulaştırma kapsamında yer alan ve Dairemizce daha önce incelenerek karara bağlanan dava konusu taşınmaz ile aynı değerlendirme tarihine sahip Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/622E-2012/196 K sayılı dosyasında (Dairenin 2013/7459E-2013/9250K) dava konusu taşınmaz için emsal alınarak incelenen Yenikaraman Mahallesi 779 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bina bulunmadığı, arsa olarak satıldığı kabul edilerek dava tarihindeki m² bedeli belirlenmiştir. Bu durumda emsal taşınmazın 28.08.2006 olan satış tarihi itibariyle üzerinde ev bulunup bulunmadığı araştırılıp bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, emsal taşınmaz üzerinde ev bulunduğunu kabul eden rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.