Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/927 E. 2014/7253 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/927
KARAR NO : 2014/7253
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2012/13-2013/62

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Yargıtay’ın bozma kararlarına karşı direnme hakkı yasalarımıza göre mahkemeye verilmiş olup, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra bozma gereklerinin yerine getirilmesi ve bilirkişi kurullarının da bozma ilamında yazılı hususları karşılayacak raporlar düzenlemesi zorunludur. Bu bağlamda hakim, uyduğu bozma ilamının gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek ve kendisinin uyduğu hususlara aykırı değerlendirme yapılması halinde bilirkişi kurullarından bozma esaslarına uygun rapor düzenlemelerini istemekle görevlidir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Dairemizce 28.11.2011 gün ve 2011/10146 Esas-12127 Karar sayılı bozma ilamında, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda üzerinde kat mülkiyeti tesis edilen 1 parseldeki dükkan nitelikli 1 nolu bağımsız bölümün satışının somut emsal olarak alındığı, kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulu yapılardaki bağımsız bölüm satışlarında binanın niteliği, inşaat kalitesi, bağımsız bölümlerin iç düzeni, cephesi vd. satış fiyatının belirlenmesinde etkili olup, ortak yerlerden yararlanma oranı dahi satış fiyatında dikkate alındığından bu gibi satışlarda binanın değeri satış değerinden düşülse bile yanılgıya sebebiyet verecek nitelikte olması sebebiyle nitelik itibariyle dava konusu taşınmaz ile benzerliği olmayan kat mülkiyeti tesisli dükkan nitelikli taşınmazın bilirkişi kurulunca emsal alınması doğru görülmemiş olup mahkemece, taraflara yeni emsal bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde re’sen emsal getirtilmesi, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek uygun emsal satışlar esas alınmak suretiyle değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerektiği yönünde bozma yapılmış ve mahkemece 15.03.2012 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına ve bozma ilamı uyarınca bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmesine karar verilmesine rağmen, bilirkişi kurulu tarafından aynı emsal alınarak oluşturulan rapora itibar edilerek hüküm kurulması,
2-Dosyada bulunan tapu kaydından, dava konusu taşınmazın tamamı üzerinde Osman oğlu D.T.lehine süreli intifa hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, bu intifa hakkının devam edip etmediği araştırılıp, devam ettiğinin anlaşılması halinde bu hak sahibinin de davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Dava konusu taşınmazın tapusunda yer alan şerhlerin bedele yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.