YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9243
KARAR NO : 2014/13043
KARAR TARİHİ : 22.09.2014
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/374-2014/163
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmaz “keşif anında derin kuyulardan sulama imkanı olması nedeniyle taşınmazı sulu veya sulanabilir tarım arazisi” olarak değerlendirilmiş ise de; sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompalama veya damla sulama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden bölgenin tümünün derin kuyuyla sulama imkanı olması nedeniyle taşınmazın sulu veya sulanabilir tarım arazisi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
2-Dosya arasında hem 2013 yılı gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünün resmi veri cetveli hem de bilirkişi raporuna ekli 2013 yılı gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğü veri cetveli fotokopisi olduğu, buna göre; dosyalarda bilirkişi raporuna ekli gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğü veri cetveli ile gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünün resmi verilerinin birbirleri ile çelişkili olduğu anlaşılmış olup mahkemece gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünün 2013 yılı resmi verilerinin getirtilerek aradaki çelişkinin giderilmeden karar verilmiş olması,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.