Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/9206 E. 2014/11410 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9206
KARAR NO : 2014/11410
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2013/548-2014/134

Dava dilekçesinde, 10.06.2011 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, 10.06.2011 tarihli kat malikleri kurulu olağanüstü toplantısının Yasanın 29/2. maddesinde öngörülen koşullara uyulmadan yapıldığını belirterek bu toplantıda alınan kararların iptalini istemiş, mahkemece istek kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 06.06.2013 gün ve 2013-7408-9801 sayılı kararı ile “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kat Mülkiyeti Yasasının 34. ve 41. maddelerinde yönetici ve denetçi atanmasının kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından çoğunluğu ile yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemenin ikinci toplantıda da gözönüne alınması gereklidir. Buna göre, dava konusu sitenin dosyadaki tapu kaydına göre 72 bağımsız bölümden oluştuğu, iptali istenilen kat malikleri kurulu ikinci toplantısına asalaten ve vekaleten 34 kişinin katıldığı, katılanların bir kısmı malik olmadığı gibi vekaletlerinin de bulunmadığı, buna göre yönetici ve denetçi seçimine ilişkin kararlarının iptali gerekirken gerekçe gösterilmeden davanın reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de bozma kararı gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme yönünden ise uyulan bozma kararında gösterilen şekilde karar vermek mükellefiyeti meydana gelir. Mahkemenin ilk kararının; yönetici ve denetçi seçimi hakkındaki kat malikleri kurulu kararının iptali gerektiği ve bu yönden bozulduğu, diğer yönlerden ise onandığı açıktır. Mahkemece bozma çerçevesinde yönetici ve denetçi seçimine ilişkin kararların iptali gerekirken 10.06.2011 tarihli kat malikleri toplantısının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.