Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/8937 E. 2014/17500 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8937
KARAR NO : 2014/17500
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalılar vekili Av… ve davacı vekili Av…. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 4650 Sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında; dava konusu taşınmazlardan 176 nolu parselin sulu tarım arazisi olduğu belirlenmiş ve köy içme suyundan sulandığı belirtilmiş ise de; sulamanın dava konusu taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı belirlenmeden, pompajla sulama varsa buna ilişkin yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği hususlarında yeterli inceleme yapılmadan dava konusu 176 parsel nolu taşınmaz sulu kabul edilmekle birlikte sulamanın yetersizliğide dikkate alınıp sulama yönünde çelişkiye düşülerek daha az sulama imkanı olan buğday, kavun, haşhaş münavebesinin uygulanması gerektiği belirtilerek, bu ürünlerin sulu tarım arazisi şartlarındaki veri cetveli esas alınmak ve %5 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle hesaplama yapılmıştır.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, dava konusu 176 parsel nolu taşınmazın kuru ya da sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu kesin olarak belirlendikten sonra, kuru tarım arazisi olduğunun belirlenmesi halinde, belirlenen bu niteliğine uygun kapitalizasyon faizi, münavebe ve verilere göre değer belirlenmesi; sulu tarım arazisi olduğunun anlaşılması halinde ise, dava konusu 385 parsel için uygulanan ve sulu tarım arazileri için kabul edilen karpuz, domates ve haşhaş münavebesi uygulanmak suretiyle değer belirlenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, “yapılan kamulaştırma ile köylüye ait tüm taşınmazların ve evlerinin kamulaştırılması sonucu, köylülerin mecburi göçe tabi tutulmaları, taşınmazın köy yerleşik alanına bitişik olmaları, konumu ve bazı alt yapı hizmetlerinden yararlanma olanağı bulunması” vs. hususların dava konusu 176 parsel nolu taşınmazın değerinde %70 oranında objektif değer artışına neden olacağı belirtilmiş ise de; aynı dosyada dava konusu olan 385 parsel nolu taşınmaz için aynı gerekçelerle %25 oranında objektif artış uygulanmış ve uygun bulunmuş olup, dava konusu 176 parsel nolu taşınmaz açısından farklı sebepler bulunmadığına göre, en fazla %25 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, %70 oranında objektif değer artışı uygulayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
3-Bilirkişi raporunun sonuç kısmında zemin, yapı ve ağaç bedellerinin toplanması sırasında yapılan hesap hatası ile 500,00 TL ağaç bedeli hesaba katılmayarak eksik kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.