YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8916
KARAR NO : 2014/10078
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2013
NUMARASI : 2012/142-2013/30
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Havran Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nce bozmadan önce dosyaya gönderilen 08.01.2010 günlü veri cetvelinde, zeytinin üretim gideri 2009 yılı için 699 TL, 03.08.2011 günlü veri cetvelinde ise yine 2009 yılı itibariyle 669 TL olup, veri cetvellerinin farklı ve çelişkili olması nedeniyle ve Dairenin bir önceki bozma ilamının 3. bendi ile son paragrafında da açıklandığı üzere zeytin veriminin en çok 500 kg olarak değerlendirileceği de gözetilerek dava konusu taşınmazın bulunduğu Havran Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nden sulu şartlarda zeytinin 2009 yılı itibariyle asgari-azami üretim giderlerini (yukarıda belirtilen üretim gideriyle ilgili cetveller gönderilip mevcut çelişkinin nedeni sorulup bu çelişkinin giderilmesinin istenmesi suretiyle) gösteren veri cetveli ile alınacak cevap yazılarının dosyaya getirtilmesi ve raporun buna göre denetlenmesi gerekirken, üretim gideriyle ilgili cetveller arasındaki çelişki giderilmeden ve zeytinin 700 kg/da verimine göre saptanmış olan üretim gideri cetvellerini esas alan rapora itibarla hüküm kurulması,
2-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken salt fazla bedelin davacıya iadesine karar verilmesiyle yetinilmesi,
3-Dava konusu taşınmazda kamulaştırma işleminin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığı gözetilerek karar başlığında davacı olarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yazılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesi gereğince, tescil (terkin) hükmü kesin olup tescil (terkin) işleminin yapılabilmesi için tapu müdürlüğüne derhal yazı yazılmasına karar verilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemesi,
5-Davanın niteliği gereği, yargılamada kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir karar verilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
6-Bundan ayrı;
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla mahkemece dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihinden ilk karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.