Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/8911 E. 2014/14081 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8911
KARAR NO : 2014/14081
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2012/143-2014/28

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.İ..C.. ve davacı vekili Av.E.. S..geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1- 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmazın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise; özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Bu nedenle, dava konusu taşınmazın Gülnar ilçesinde bulunduğu dikkate alınarak, Gülnar İlçesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 2011 yılı itibariyle dekar başına ortalama verimini, üretim giderlerini ve kilogram başına toptan satış fiyatlarını gösterir ilçe genelinde geçerli olan veri cetvelinin esas alınması gerekirken, bilirkişi kurulunca Mersin Merkez, Silifke, Aydıncık ve Erdemli İlçelerine ait verilerin ortalaması esas alınarak hesaplama yapılması,
2- Bozma öncesi kararda, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 7.367,81 m²’lik kısmının niteliği, yüzölçümü, konumu, kullanım amacı ve geometrik durumu dikkate alındığında kamulaştırma nedeniyle herhangi bir değer kaybı olmayacağı kabul edilerek kamulaştırma bedeli tespit edilmiş ve bu husus bozma nedeni yapılmamış olduğu halde, bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporunda kalan kısımda % 1 oranında değer kaybı hesaplayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
3- Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut hacizlerin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4- Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faiz talebinin reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine,14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.