YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8809
KARAR NO : 2014/10293
KARAR TARİHİ : 10.06.2014
MAHKEMESİ : Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2011/373-2013/349
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesi ile kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddesinin (g) bendine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak bedelinin tespiti gerekir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için, emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde olması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cephe ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması aranır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle bilirkişi raporunun incelenmesinden; dava konusu taşınmazın değerlendirilmesine İ. Mahallesi . parselin emsal alındığı, ancak bu emsalin 07/04/2011 tarihli akit tablosunun incelenmesinde şatışın hissedarlar arası satış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, emsal satış işleminin gerçek nitelikte bir satış olmadığı kanaati de uyandığından uygun emsal niteliği taşımadığından bilirkişi raporunu denetlemeye yeterli bulunmadığı nedeniyle bu emsale göre değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 3037,34 m²’lik kısmın niteliği, yüzölçümü, konumu, kullanım amacı ve geometrik durumu dikkate alındığında kamulaştırma nedeniyle herhangi bir değer kaybı olmayacağının kabulü gerekirken, artan kesimde %20 oranında değer kaybına hükmedilerek kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yeniden araştırma yapılarak dava konusu taşınmaz ile karşılaştırmaya uygun emsal tespit edilip tapu kayıtları, imar durumları, emlak vergisi m² değerleri getirtildikten sonra bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp hasıl olacak sonuç doğrultusunda ve belirtilen diğer nedenler de dikkate alınarak bir karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.