Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/8645 E. 2014/11433 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8645
KARAR NO : 2014/11433
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Kırıkhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2013/88-2013/426

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyularak inceleme ve işlem yapılmış ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1- İrtifak sebebi ile dava konusu taşınmazlarda meydana gelen değer düşüklüğü oranı bilirkişi raporunda 2 numaralı parsel için %4; 3268 numaralı parsel için ise %0,15 olarak alınmış mahkeme ise değer düşüklüğü oranını 2 numaralı parsel için %0,33; 3268 numaralı parselde ise %0,011 olarak benimsemiş olup mahkemenin bu kabulü bozma sebebi yapılmadığı halde değer düşüklüğü oranını sırasıyla %4 ve %0,15 olarak kabul edip kamulaştırma bedeli hesaplayan bilirkişi ek raporu doğrultusunda hüküm kurulması,
2- Bozma ilamı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunu 5’li bilirkişi hazırlamış olmasına rağmen tek kişinin hazırladığı ek raporun hükme esas alınması,
3- Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla acele el koyma dosyasında dava açılmadan önce ödenen kısmın ilk kararda kabul edilen kamulaştırma bedelinden mahsubu ile bakiye kısma dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 07.10.2011 tarihinden ilk karar tarihi olan 18.05.2012 tarihine kadar, bozma ilamından sonra artırılan miktar için ise dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 07.10.2011 tarihinden bozma sonrası karar tarihi olan 16.05.2013 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmasının düşünülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.