YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8328
KARAR NO : 2014/9290
KARAR TARİHİ : 27.05.2014
MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2013/230-2013/543
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Dairemizin bozma kararı ile bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş olup, mahkemece bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda; bozma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda buğdayın yanında münavebeye alınan diğer ürünlerden seçim yaparak buna göre değerlendirme yapılması gerektiği halde, münavebeye buğday alınmayarak ve yine bozma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebede yer almayan patlıcan alınarak değer tespit edilmesi ve bu rapora göre hüküm kurulması,
2-Tarsus Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nden münavebeye alınan ürünlerin 2011 yılı itibarıyla dekar başına asgari ve azami verimi, ayrıntılı üretim gideri ile kg başına toptan satış fiyatlarını gösteren veri cetvelinin getirtilip denetlenmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.