Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/8115 E. 2014/16165 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8115
KARAR NO : 2014/16165
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Menemen 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2013/317-2014/19

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dairemize intikal eden ve aynı yöreden gelen, dava konusu taşınmaza yakın parsellerin Menemen 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/172 Esas- 2012/926 Karar, Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/367 Esas- 2014/66 Karar, yine Menemen 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/706 Esas- 2013/505 Karar, 2012/193 Esas – 2013/133 Karar, 2012/554 Esas – 2013/215 Karar sayılı dosyalarında, bilirkişi kurulunca %50 birinci ürün pamuk, ikinci ürün fiğ, %25 dane mısır, %25 birinci ürün buğday ikinci ürün sılajlık mısır olmak üzere değerlendirme yapıldığı ve münavebe planının Dairemizce de uygun görüldüğü ve bu yönde belirtilen dosyalarda bozma yapılmadığı halde eldeki mevcut dosyada farklı münavebe uygulanmasının gerekçesi belirtilmeden, %25 birinci ürün pamuk ikinci ürün fiğ, %25 birinci ürün buğday ikinci ürün sılajlık mısır, %25 salçalık domates, %25 dane mısır alınması suretiyle hesaplama yapılmış ve mahkemece de bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/f maddesine göre arazilerde kamulaştırma bedelinin; taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenlenecek bilirkişi raporunda bütün unsurların cevapları ayrı ayrı belirlenmek suretiyle gerekçeli bir değerlendirme sonucu takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu yöntemde öncelikle taşınmazın kuru ya da sulu niteliği saptanıp bu niteliği esas alınarak taşınmazın bulunduğu yörede ekilmesi mutad bulunan ürünlerinin münavebesi ile zemin değeri bulunmalıdır. Münavebe planın uygulanmasında bir ürün sonraki yıllarda tekrar plana dahil edilmeden ve bir ürünün (yıllık brüt gelirinden üretim giderinin düşülmesi sonucu oluşacak) net gelirinin tümü esas alınmalıdır.
Buna göre mahkemece açıklanan esaslara göre değerlendirme yapılması gerekirken bilirkişi kurulunca Daireye intikal eden aynı kamulaştırma kapsamında kalan taşınmazlar için öngörülen münavebe planı değiştirilerek bu defa dava konusu taşınmazın diğer taşınmazlardan farklı özellikleri de ayrıntılı açıklanmadan farklı münavebe planının uygulanması ve buna göre kamulaştırma bedelinin bulunması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar, tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.