YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8028
KARAR NO : 2014/10155
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/304-2013/728
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 11.884.050.000 TL (11.884,05 YTL) alacağın 02.01.2003 tarihinden itibaren faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının Hv. Astsb. Çvş. olarak görev yaparken mecburi hizmet süresini tamamlamadan Türk Silahlı Kuvvetlerinden re’sen emekli edildiğini, adına yapılan 11.884.050.000 TL (11.884,05 YTL) masrafın 02.01.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece; davalının 6191 Sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nun 10. maddesiyle 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na eklenen Geçici 32. maddesi hükmünden yararlanmak için idareye yaptığı başvurunun kabul edilmesi üzerine dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davalının davacı idareye borçlu olmadığı hususu, dava tarihinden sonra 22.03.2011 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6191 Sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nun 10. maddesiyle 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na eklenen Geçici 32. maddesi hükmü uyarınca belirlendiğine göre; davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık miktarlarına göre belirlenmesi gerekir. Bu sebeple; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6191 Sayılı Kanun yürürlüğe girmemiş olsaydı davaya konu asıl alacağın red ve kabul edilecek miktarları bilirkişiye hesap ettirilip bu miktarlar üzerinden, davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.