YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8002
KARAR NO : 2014/15623
KARAR TARİHİ : 06.11.2014
MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2013/80-2014/11
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının maliki olduğu taşınmazlara, davalı kanalizasyon idaresi tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın kanalizasyon hattı geçirmek suretiyle el atıldığını belirterek taşınmaz bedelinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmaza el atılan kısmının değerinin tespiti yönünden mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da keşif yapılmaksızın dosya üzerinden düzenlettirilmiş olan rapora göre hüküm kurulmuş olması yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Mahkemece taşınmaz başında keşif yapılmak suretiyle, dava konusu taşınmaza, hangi kurum tarafından hangi tarihte (gün, ay, yıl olarak) el atıldığının taraflardan sorularak tespit edildikten sonra, el atma tarihinin 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasında olduğunun belirlenmesi halinde o tarih itibariyle, 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının anlaşılması halinde ise, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde bulunup bulunmadığının, bu tarih itibariyle kesinleşmiş imar planı içinde olmadığının anlaşılması halinde belediye veya mücavir alan sınırları içinde olup olmadığının, belediye ve altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd. gibi) yararlanıp yararlanmadığının, özellikle etrafının meskûn olup olmadığının, taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumunun, hangi amaçla plan kapsamına alındığının, yerleşim merkezlerine uzaklığının, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanaklarının, kullanma biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıklarının belediye başkanlığından araştırılarak, bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmaz arsa vasfında ise mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek uygun emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre, arazi vasfında ise net gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekirken taşınmazın niteliği denetlemeye elverişli şekilde belirlenmeden genel nitelikteki değerlendirmelerle yetinilerek keşif yapılmaksızın dosya üzerinden düzenlettirilmiş olan rapor hükme esas alınmak suretiyle taşınmazın değerinin belirlenmiş olması,
2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarıyla getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve maktu harç alınması gerekirken nisbi harca hükmedilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.