Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7745 E. 2014/15914 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7745
KARAR NO : 2014/15914
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2014
NUMARASI : 2012/745-2014/137

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.E.Ç.ve davacı vekili Av.H. Ş.geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zeytinin veriminin 500 kg üzerinden ve satış fiyatının 1,00 TL üzerinden değerlendirme yapıldığı belirtilmiş ise de, dosya içerisinde mevcut ilçe tarım müdürlüğü verilerine göre zeytinin veriminin asgari 500 kg azami 1000 kg, satış fiyatının asgari 1 TL azami 2 TL olduğu dikkate alınarak 750 kg verim miktarına ve 1,50 TL satış fiyatına göre hesaplama yapılıp bedel tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporlarında yazılı özellikleri göz önünde bulundurulduğunda tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde % 50 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, objektif değer artışı uygulamayan ve düşük kamulaştırma bedeli belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
3-Dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan taş duvarın nitelikleri belirlendikten sonra değerlendirme tarihi olan 2012 yılına ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan yapı birim fiyat listesine göre ve ayrıca yıpranma payı düşülmek suretiyle değerlendirme yapılmak gerekirken, duvar yüksekliğinin maktu değer (15.00 TL) ile çarpılması suretiyle değerlendirme yapan rapora göre hüküm kurulması,
4-Dava konusu taşınmazlar kapama zeytinlik olarak kabul edildiğine göre taşınmazlar üzerinde yer alan farklı tür ağaçların kapama zeytinlik içerisinde değerlendirildiği düşünülmeden taşınmaz içerisinde yer alan ceviz, şeftali, nar ve incir ağaçları için mütemmim cüz bedeli belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
5-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescil davasının bu niteliğine göre kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
6-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.