Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7550 E. 2014/17494 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7550
KARAR NO : 2014/17494
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av… ve aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. … geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmazın değerini tespit etmelidir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dairemize aynı yöreden gelen … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/287 Esas, 2013/300 Karar sayılı dosyasında, … Müdürlüğünün 26.12.2012 tarihli üst yazı ekindeki 2012 yılına ait veri cetvelinde buğday samanının verimi 400 kg olarak belirtildiği halde, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/296-2013/300, 2012/288-2013/301, 2012/293- 2013/304 E.-K. sayılı dosyalarında, … Müdürlüğü tarafından gönderilen 2012 yılına ait veri cetvelinde ise buğday samanının verimi 600 kg olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece aradaki çelişki de giderilmek suretiyle bilirkişi kurulunca münavebeye alınan ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2012 yılına ait ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğünün verim, satış fiyatı ve üretim giderini gösterir veri cetveli dosyaya getirtilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Hükme esas alının bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın sulama imkanı olmayan kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu belirtildiği halde, gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünün üretim giderini gösterir veri cetvelinde belirtilen sulama giderinin de masraflara eklenmek suretiyle hesap yapan bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmiş olması,
3-Tamamı kamulaştırılan dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 2 adet plastik örtülü seranın, değerlendirme tarihi olan 2012 yılına ait … Bakanlığı’nca yayımlanan Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Cetveline göre 1. sınıf A grubu yapı olarak değerlendirilip, yıpranma payı düşülmek suretiyle tespit edilen değerinin kamulaştırma bedeline eklenmesi gerekirken, seralara idare tarafından el atılmadığı gerekçesiyle sadece söküm bedeli hesaplayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut olan ipotek ve haciz şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.