Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/750 E. 2014/4550 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/750
KARAR NO : 2014/4550
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2013/259-2013/470

Dava dilekçesinde, velayeti annede olan çocuğun, taşıdığı baba soyadının değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; soyadının değiştirilmesi istenilen Helin’in 15.07.2006 tarihinde annesi Esin’in C.. K.. ile evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, babasının tanıması üzerine “Kurşunoğlu” soyadı ile nüfusa tescil edildiğini, çocuğun devamlı anne ile yaşadığını ve annesi ile aynı soyadını kullanmak istediğini bildirerek Helin’in “K..” olan soyadının “Gülseven” olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı Esin ile C.. K..’nun evlilik dışı ilişkisinden 15.07.2006 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenen Helin’in dünyaya geldiği, Celal Kurşunoğlu tarafından tanınması üzerine baba hanesine onun soyadı ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28. maddesi 4. fıkrasına göre, “tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile….” tescil edilir. Soyadının değiştirilmesi istenilen H.. K.. da tanıma yoluyla baba hanesine tescil edilmiş ve baba soyadını almıştır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı, anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceğinden asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travmalar yaratacaktır. Yargı mercileri; bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin, hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemeleri gerekir.
Somut olaya gelince; soyadının değiştirilmesi istenen H.. K.. evlilik dışı doğmuş, babası C.. K.. tarafından tanınması üzerine babanın soyadını almıştır. Böylece bu çocuk reşit oluncaya kadar veya baba Türk Medeni Kanununun 27.maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadı değiştirme konusu yasal olarak kapanmıştır. Bu çocuğun velayetinin annede olması sadece velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmez. Babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun tanıma yoluyla kazandığı meşru statüye ve onun yüksek menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.