Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7431 E. 2014/8756 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7431
KARAR NO : 2014/8756
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ : Karlıova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2012
NUMARASI : 2010/87-2012/189

Dava dilekçesinde, 60.000 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan Ç.. K.. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vakıf dava dilekçesinde; davalıların vakıf yönetiminde iken mevzuata aykırı olarak bir kısım harcamaların yapıldığını iddia ederek 60.000 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava kısmen kabul edilerek 15.000 TL’nin davalılardan Ç.. K..’tan tahsil edilmesine karar verilmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Yasasının 10. maddesi; vakıf yönetiminde yer alan kişiler ile vakıf çalışanlarının kusurlu fiilleri nedeniyle vakfa verdikleri zararlardan sorumlu olacakları, Yedisu İlçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının amaçlarına ilişkin 3. maddesi; fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan, kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan vatandaşlar ile geçici olarak küçük bir yardım veya eğitim ve öğretim imkanı sağlanması halinde topluma faydalı hale getirilecek, üretken duruma geçirilebilecek kişilere yardım etmek ve sosyal adaleti pekiştirici tedbirler almak suretiyle, gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek olduğu, 7. vd. maddelerinde mütevelli heyetin vakfın yönetim ve temsil organı olduğu, vakfın amaçlarını gerçekleştirmek üzere gerekli işlemleri yapmaya ve kararları almaya yetkili ve görevli bulunduğu, mütevelli heyetin çoğunlukla toplanıp karar alacağı hususları düzenlenmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Yedisu İlçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın, Yedisu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/17-7 sayılı ilamı ile tüzel kişilik kazandığı, davalılardan Ç.. K..’ın kaymakam olması nedeniyle vakfın mütevelli heyet başkanı, diğer davalıların ise mütevelli heyet üyesi oldukları, mütevelli heyetin 06.11.2007 gün 2007/12 sayılı kararı ile A. Ş., A. U., A. Ş. ve A. S. adlı geçici köy korucularına bir miktar nakit yardımında bulunulmasına karar verildiği, bu karar uyarınca adı geçenlere 15.000’er TL yardımın vakıf başkanı Ç.. K.. ve vakıf sekreteri S. E. tarafından düzenlenen ödeme makbuzları karşılığında ödendiği, ancak bu kişilerden A. S.’ye verilmesi gereken paranın hakkında yardım yapılması kararı alınmayan Y. B.’a ödendiği ve bu şekilde vakfın amacına aykırı işlem yapılarak zarara uğratıldığı iddiasıyla bu paranın davalılardan geri istendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu Yedisu İlçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın yasayla kurulmuş bir yardımlaşma vakfı olarak faaliyetlerinde bulunduğu, bu kapsamda mali durumu iyi olmayan bazı vatandaşlara ev yapabilmeleri için 06.11.2007 günlü yardım kararı alındığı, bu kararın vakfın amacına uygun bir faaliyet olup mütevelli heyetin yeterli karar çoğunluğunun bulunduğu, yapılacak bu yardımın Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün 23.05.2008 gün 7567 sayılı kararı ile onaylanarak ilgililerine ödendiği, esasen bu durumun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayıp, yardım yapılmasına karar verilen A. S.’ye ait paranın üçüncü bir kişiye verildiği iddiasını yönelik olarak davacı tarafça herhangi bir kanıt ileri sürülmeyerek bu hususun yöntemince ispatlanamadığı, buna karşın A. S.’nin bu yardımı bizzat aldığına dair imzalı makbuzun bulunduğu böylelikle davalılar hakkında herhangi bir mahkumiyet kararının bulunmaması ve vakfı bizzat kusurlarıyla zarara uğrattıklarına dair tüm dosya kapsamından yeterli kanıt bulunmadığından dolayı ispatlanamayan davanın tümden reddi gerekirken mütevelli heyet başkanı olan kaymakamın şifahi talimatı sonucunda bu zararın oluştuğuna kanaat getiren bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.