Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7384 E. 2014/16013 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7384
KARAR NO : 2014/16013
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/08/2008
NUMARASI : 2007/91-2008/222

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasası’nın kıymet takdiri esaslarını düzenleyen 11.maddesinin (f) bendi uyarınca arazilere kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değeri belirlenir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu belirtilerek ilk yıl buğday, 2.ürün mısır, ikinci yıl ise mısır ürününü münavebeye almak suretiyle dava konusu taşınmazın değeri belirlenmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, iklim şartları dikkate alındığında dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede iki yılda üç ürün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması yerinde ise de; yörede ekimi mutad başkaca ürünler de bulunduğundan dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde sulama ve tarım şekline uygun değişik ürünler münavebeye alınarak bedel tesbit edilmesi gerekirken, mahkemece mısırı iki kez değerlendirmeye alarak bedel belirleyen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; bilirkişi kurulunca münavebeye alınan ürünlerin 2007 yılı itibarıyla sulu şartlarda dekar başına asgari ve azami verimini, kilogram başına toptan satış fiyatını ve dekar başına ayrıntılı üretim giderine ilişkin veri listesinin (gider kalemlerini tek tek açıklar biçimde) gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip denetlenmemesi,
3-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarının niteliği gereği kendilerini vekille temsil ettiren taraflar lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
4-Dava konusu taşınmazın denize yakın olması, karayoluna cepheli olması, belediye mücavir alan içinde olması gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde % 50 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, % 40 oranında objektif değer artışı uygulanarak eksik bedele hükmedilmesi,
5-Dava konusu taşınmazda daimi irtifak hakkının davacı adına tescili ile yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde irtifak hakkının ağaç dikmemek, bina vs. sabit tesis yapılmamak koşuluyla tesciline karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak;
6-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.