Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7144 E. 2014/11331 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7144
KARAR NO : 2014/11331
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/287-2013/300

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dairemize aynı yöreden gelen Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/287 esas, 2013/300 karar sayılı dosyasında, Bayındır Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünün 26.12.2012 tarihli üst yazı ekindeki 2012 yılına ait veri cetvelinde buğday ve samanın verimi 400 kg olarak belirtildiği halde, Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/296-2013/300, 2012/288-2013/301, 2012/293-2013/304 sayılı dosyalarında, Bayındır Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü tarafından gönderilen 2012 yılına ait veri cetvelinde ise buğday ve samanın verimi 600 kg olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece aradaki çelişki de giderilmek suretiyle bilirkişi kurulunca münavebeye alınan ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2012 yılına ait ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğünün verim, satış fiyatı ve üretim giderini gösterir veri cetveli dosyaya getirtilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Hükme asas alının bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın sulama imkanı olmayan kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu belirtildiği halde, ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünün verim, satış fiyatı ve üretim giderini gösterir veri cetvelinde belirtilen sulama giderinin de masraflara eklenmek suretiyle hesap yapan bilirkişi kurulu raporunun esas alınması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.