Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/7097 E. 2014/10766 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7097
KARAR NO : 2014/10766
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2013/34-2013/264

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış, bilirkişi raporunda kendi imkanları ile sulandığı belirtilerek sulanabilir arazi olduğu gerekçesiyle sulu arazilerde uygulanan kapitalizasyon faizi esas alınarak değer biçilmiştir. Bilirkişi raporunda belirtilen sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir irtifak hakkı kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar da ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden, düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde, taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Taşınmaz üzerinde kapama bahçe niteliği verebilecek yaşta ve sayıda ağaç mevcut olması halinde bunların kaplayacağı alana göre kapama bahçe olarak değerlendirilmesi gerekir.
Hükme esas alınan 28.08.2013 tarihli bilikişi raporunda “dava konusu taşınmazın kapama armut bahçesi olarak görüldüğü, henüz verim çağında olmaması nedeniyle ÇKS kaydına göre kamulaşırma tarihinde verimde şeftali bahçesi olarak kayıtlı olması sebebiyle şeftali bahçesi olarak kabul edilerek dava tarihi itibariyle yıllık getireceği net gelir hesabı yapıldığı” belirtilmiştir. Mahkemece dava tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde kaç adet ne tür ağaç olduğu, verim çağında olup olmadığı, ekonomik ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı saptanıp, verim çağındaki meyve ağaçlarının sayısına göre kaplayacağı alan belirlenerek tamamına kapama bahçe niteliği vermiyorsa kısmen kapama bahçe kısmen tarım arazisi ağaçların verim çağında olmaması durumunda taşınmazın zemininin açık tarım arazisi olarak değerlendirilip üzerindeki ağaçların da yaş ve cinslerine göre gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilecek rayiç değerleri esas alınarak bulunacak değere eklenmek suretiyle kamulaştırma bedelinin belirlenmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmeyerek kapama şeftali bahçesi olarak değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi
3-Davacı dava dilekçesinde 663,39 m² lik irtifak hakkı ve 21, 86 m² lik direk yeri için bedel tespit ve tescil talebinde bulunduğu, ancak mahkemece, belirlenen 663,39 m² lik irtifak hakkı ve 21, 86 m² lik direk yeri kamulaştırması bedeli toplamı 5.053,37 TL nin, gerekçeli kararda 663,39 m² lik irtifak hakkı bedeli olarak tespitine karar verilmiş olması ve 21,86 m² lik direk yeri hakkında kamulaştırma bedeli ve tescil kararı hakkında hüküm kurulmamış olması,
4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek şerhinin bedele yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.