YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6964
KARAR NO : 2014/9449
KARAR TARİHİ : 29.05.2014
MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2012/885-2013/882
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, binanın bedelinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu kat mülkiyeti kurulu anataşınmazda yer alan bağımsız bölümlerdir. Kat mülkiyetli bağımsız bölümlerin değeri Kat Mülkiyeti Yasasının 46. maddesinin son fıkrası hükmüne göre bulunur. Yapının tamamı için Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayımlanan değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri hesaplarını gösteren listelere göre (yıpranma payı da düşülerek) değer verilir. Bundan sonra yapı değerleri toplanıp kamulaştırmaya konu edilen bağımsız bölümün tapu kaydında yazılı olan arsa payına oranlanmasıyla o bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli tespit edilir. Bilirkişi kurulunca bu esaslara uygun değerlendirme yapılmadan rapor düzenlenmiş olması,
2-Hükme esas kabul edilen bilirkişi raporunda davalıya ait iki dükkan bulunduğu belirtilerek bedel belirlenmiş ise de; dosya içerisinde yer alan tapu kayıt örneğinden … ada … parselde (yeni … parsel) davalıya ait 9 numaralı bağımsız bölüm dışında davalıya ait bağımsız bölüm bulunmadığı anlaşıldığından bilirkişi kurulundan bu hususta meydana gelen çelişkiyi gideren rapor alınmadan karar verilmiş olması,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Davanın niteliği gereği kendisini davada vekil ile temsil ettiren davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.