Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/6876 E. 2014/9044 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6876
KARAR NO : 2014/9044
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2011/638-2012/864

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Bilirkişi kurulu tarafından dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde somut emsal olarak incelendiği belirtilen Y. Mahallesi … ada 10 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Dairemizce daha önce incelenerek karara bağlanan Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/576E- 2012/869K sayılı (Dairenin 2014/933E-2014/2616K ) dosyasında emsal taşınmaz üzerinde ev bulunduğu belirtilerek ev bedelinin düşülmesinden sonra taşınmazın m² bedeli belirlenmiştir. Bu durumda emsal taşınmazın 28.08.2006 olan satış tarihi itibariyle üzerinde ev bulunup bulunmadığı araştırılarak bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken emsal taşınmazın arsa olarak satıldığını kabul eden rapora göre hüküm kurulmuş olması,
2-Tapu maliki İsmail oğlu H. E. ile davalılar murisi İsmail oğlu İsmail H. E.’in aynı kişi olduğuna ilişkin (tapuda isim düzeltme vs) belgeler getirtilip aynı kişi oldukları tespit edilmeden hüküm kurulmuş olması,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kayıt örneğinde F. E.’e intikal edecek pay üzerinde haciz bulunduğu anlaşıldığından haczin bu kişinin hissesine isabet edecek kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
./..

2014/6876-9044 -2-

Bundan ayrı olarak;
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.