Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/6803 E. 2014/15239 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6803
KARAR NO : 2014/15239
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2012/253-2013/366

Dava dilekçesinde, evlat edinme kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili tarafından üç yıldan fazla süredir bakılan küçük Ş.. D.. evlat edinmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece evlat edinmede küçüğün menfaati olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
1-Türk Medeni Kanununun 305. maddesi gereğince bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Aynı Kanunun 316. maddesinde “Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.” hükmü mevcuttur.
Mahkemece, hakime evlat edinme kararı vermeden önce araştırma yükümlülüğü getiren Türk Medeni Kanununun 316. maddesinde öngörüldüğü şekilde evlat edinenin fiziki ve ruh sağlığı açısından evlat edinilene bakabilecek durumda olup olmadığı, evlat edinilenin bakım ve eğitimini sağlayacak yeterli gelir düzeyinin bulunup bulunmadığı, sosyal güvenlik haklarına uygun çevre ve yaşam koşullarına sahip olup olmadığı ve evlat edinilecek kişinin (çocuğun) toplum içinde alacağı konumu olumsuz etkileyecek herhangi bir suçtan ceza alıp almadığı, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmadan, tarafların bu konuda göstereceği deliller toplanarak gerektiğinde uzman görüşünün alınıp değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
2- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2013 gün 2012/19-671 esas, 2013/151 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere ilke olarak, hakimin verdiği süre kesin değildir. Kesinlik için şu iki koşuldan birinin varlığı zorunludur:
İlk koşul, hakimin kesin olduğunu belirtmeksizin verdiği ilk sürede işlemin yapılmaması nedeniyle ilgili tarafın yeniden süre talep hakkının varlığı karşısında, bu talep üzerine hakimin verdiği ikinci sürenin kesin olması, bu kesinliğin yasadan kaynaklanmasıdır (HUMK m.163, c.4, HMK. 94/2). Bu halde, ikinci kez verilen sürenin kesin olduğu belirtilmemiş ve ihtar edilmemiş olsa dahi, sonuç değişmez.
İkinci halde ise, yasaya göre hakimin, tayin ettiği ilk sürenin kesin olduğuna da karar verebilmesidir (HUMK m.163/3 c.3, HMK m. 94). Ancak, böyle bir durumda kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının da ilgili tarafa ihtar edilmiş olması gerekir.
Mahkemece, davacı vekiline 19.03.2013 tarihli oturumda taraflara varsa tanıklarını dinletmek üzere iki haftalık kesin mehil verilmiş, ancak kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmeden, duruşma 11.07.2013 gününe bırakılmıştır. Verilen kesin süre sonuçlarına dair ihtar içermediği için geçersizdir. Kaldı ki davacı vekili, tanınan kesin süre dışında 11.07.2013 günü oturum sırasında tanıkların hazır bulunduğunu ifade etmiştir. Bu durumda celse talikine sebep olunmamıştır. O halde, davalı vekili tanıklarını hazır ettiğini bildirdiğine göre bildirilen bu tanıkların dinletilme taleplerinin reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.