Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/5683 E. 2014/11329 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5683
KARAR NO : 2014/11329
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2012/451-2013/696

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dairemize intikal eden aynı yöreden gelen kamulaştırma dosyalarından Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1 esas-2012/268 karar sayılı dosyasının incelenmesinde bilirkişi kurulunca buğday, kavun münavebesi alındığı halde, eldeki bu dosyada dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde buğday, tütün münavebesi üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Aynı kamulaştırma kapsamında aynı bölgedeki taşınmazlarda ayırt edici bir özelliği bulunmadığı sürece aynı münavebe değerlendirmeye alınması gerekirken, gerekçesi gösterilmeden farklı münavebe alınması suretiyle değer belirlenmesi,
2-Dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporlarında yazılı özellikleri göz önünde bulundurulduğunda objektif değer artırıcı unsur oranının en az %100 olacağı gözetilmeden %80 oranı alınması suretiyle kamulaştırma bedeli tespit eden bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmaz kaydında bulunan ipoteğin hükmedilen bedel üzerine yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.